top of page

Mutluluk

  • Yazarın fotoğrafı: harun gumuser
    harun gumuser
  • 28 Ağu 2021
  • 2 dakikada okunur



Diyelim daha yeni doğmuş bir bebeğiz. Çoşkunluğundan, mutluluğundan, sevecenliğinden yerinde duramamış olan ruhumuz şöyle düşünmüş olmalı: annemiz ve babamız ne kadar mutlu baksana, biz de bu eğlenceye katılmalıyız hemen, uçak biletlerini al, valizlerini topla ve herkesler duysun ki biz dünyaya geliyoruz.


Yolculuk harika geçsede iniş biraz sıkıntılı oluyor. Nasıl bir rüzgar o öyle, kamikaze mübarek J neyseki sağ salim indik. İndikten sonra bile çığlıklarımız bi süre daha dinmiyor. Yaşadığımız şoku herkes hissetmiş olmalı, herkes de bir telaş. Tanıdık kollarda ki şefkat dolu ilk hoşgeldini duyduğumuzda adrese teslim edildiğimizin farkına varıyoruz. Bizi böylesine yoran kabin ekibine sonsuza kadar sırtımızı dönüp veda ediyoruz. Kafamızı içten yaslamaya alıştığımız anacığımızın karnına dıştan yumulup sonsuz istirahatgahimize sıkıca sarılıyoruz. Bizi yerimizden etmeye kalkan her münasebitsiz yaşadığımız ilk travmayı yeniden hatırlamamıza sebep oluyor ve koyuveriyoruz çığlığımızı. İlkinde işe yaradığına göre yine herseferinde işe yarar beklentisinde oluyoruz ve yarıyor işte, her isyanımızda annemize kavuşuyoruz.


Mutluluk tam olarak bu olmalı derken içimizde bir sancı, bir sızı. Bişeyler eksik ama ne, huzursuzluk, ve yine bağrış. Sonra karnımızın doyuruluşu. Ohh, yine huzur. Yeni bir öğreti daha. Mutluluk için çabalamak gerek. Daha önce hiç lazım olmayan şeyler için artık mücadele içerisinde olmamız şart. Derken yine bir sızı, bu kez başka bir tür kötü his. Alt ıslaklığı ve ardından gaz sancısı ve sonra ilgi isteği, gezmek ihtiyacı, öğrenmek arzusu, besinler ve kim bu dünyalılar.


Ve herseferinde her sorunda akla gelen ilk imdat çağrısı önce “ A-N-N-E-E-E !!! “


Sanırım anneler bu duruma bi çözüm bulmak zorunda kalmasalardı sonsuza kadar yakalarından düşmezdik. Neyse ki yeryüzünde ki bilgilere az çok ebeveynlerimiz kadar hakim olmaya başladığımızda ana-babalarımız gibi ihtiyaçlarımızı kendi başımıza görebiliyorduk. Öğrenen ve daha iyisini yapabilen nesillerdik bizler.


Ah,bazen ana babalarımızın da işin içinden çıkamadığı yerler oluyordu. Onları ağlarken ve çaresiz gördüğümüz zamanlar. Onların avutulma ihtiyacı duydukları birer “bizim gibi yeni gelmiş dünyalı” olduklarını o zaman farkediyorduk. Biz hepimiz bütün dünyalılar insandık ve birbirimizi anlamaya ihtiyacımız vardı.


Ne çok problemler çözmüştü insanoğlu, herşeyin bir yanıtı vardı işte. Bilmediklerimizden korkardık ama geri adımda atmazdık.





 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör
Bülbül Güle, Gül Bülbüle..

Gülün bülbüle, bülbülün güle aşkını, annemin duyduğu gibi, duyan var mı.. Annem anlatıyor : -Bir gün bağda, namaza durmak üzere,...

 
 
 

Comments


©2020 by Senyoksun. Proudly created with Wix.com

bottom of page