top of page

Jean Luc Godard - Hayatını Yaşamak (1962) - Bu filmde beni mutlu eden şey

  • Yazarın fotoğrafı: harun gumuser
    harun gumuser
  • 31 May 2021
  • 2 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 4 Haz 2021



https://youtu.be/





Film hakkında yazmak istediğim konu bir hayat kadını ile cafedeki bir adamın diyalog sahnesiyle ilgili. İçinde ki sebepsiz sıkıntıyı yabancı bir adamla konuşarak gidermeye çalışan ana karakter kadınımız, bu sohbette aradığını bulamamaktadır.Yaşlı adam bir hikaye anlatır:


Hikayede üç silahşörlerden biri olan Porthos bombadan kaçarken ayaklarının birbiri ardına nasıl geldiğini kafaya takar ve bunu koşarken düşünmeye çalışır. Ama bu konuyu düşünmeye başladığında koşamaz ve bomba patlar, bina çöker, Porthos yıkıntıların arasında kalır.


Bu kısımı çok iyi anlayabiliyorum çünkü benim de hayatımda bir zamanlar Porthos gibi olduğum dönemler olmuştu. Hayat karşısında öylesine sessizleşmeye başlamıştım ki o zamanlar, bütün olanları anlamaya çalışıyordum. Ve mümkün olduğunca sessiz kalmaya ve işleri daha da karmaşık hale getirmemeye çabalıyordum. Arkadaşlarım ve diğer herkes çok sessiz olduğumu söylüyorlardı ama ben o sırada o konuşanların aslında benim sesim olduklarını düşünüyor oluyordum ve bunu onlara da söylemeyerek aslında bildikleri bir kavram üzerinden beni denediklerini varsayıyor ve sadece gülümsüyordum. Yani ben herkesin sessizliğimin farkında olduğunu sanıyordum. Çünkü bana göre ben sessiz kalabildikçe her şey yolunda ve güzel bir şekilde gidiyordu. Benim için önemli olan konu konuşulanları anlayabilmekten ibaretti. Sadece bir seyirci ve dinleyici gibi. Görevim anlamaktan yada anlamlandırmaktan ibaretti.


Her şey de bir doğruluk aramak. Bu öylesine bir hastalığa dönmüşmüştü ki artık ben diye bir şeyden bahsetmemiz imkansızdı. Bir ruh gibiydim adeta. Kendimi o kadar yok sayıyordum ki bu iş hayati bile olmaya başlamıştı.


Beni yine cenderen bu hayatın kendi sesi çıkardı dersem şaşırmazsınız sanıyorum. Çünkü öyle bir noktaya gelmiştik ki, hayatın kendi kendine zarar vermeye başladığını farketmiştim ve bu konuda daha fazla sessiz kalamayacaktım. İşte o büyük gün ilk kez konuşmaya başladım. Aman allahım, işte benim için uçmak gibi bir his olan bu duyguyla bu şekilde tanıştım ve artık susamazdım. İlk kez konuşmayı keşfetmiş birisinden susmasını isteyemezsiniz. Kendi sesine aşık bir insanı nasıl susturabilirsiniz. Hem üstelik konuşmazsa kendine zarar verebilicek bir dünya vardı. Kendini fark edemeyen bir dünya. Dünyanın elinden tutulmalıydı ve ona bu hayat ve güzel yaşamak denilen şey anlatılmalıydı.


Tıpkı böyleydi işte. İnsan ilk evriminde düşünürken yaşayamadığını ve sonrasında ise düşünerek yaşanabileceğini farketti. Arada sadece kocaman bir sessizlik vardı o kadar.

Videomuzun ikinci kısmında ise insan ne için yaşar konusu ele alınıyor :



İnsan aşkınlık mıdır? Eğer öyleyse insan her şeyden vazgeçebilir mi?. Yaşlı adama göre önemli olan ve yaşamımızın amacının hayatta doğru olanı yapabilmek olduğudur. Hatalara ve yalanlara rağmen gerçeği bilmek ve doğruyu yapmak. Bana göreyse ”aşk” gerçekse eğer yaşanabilecek en güzel doğrudur.


Bu güzel filmi mutlaka izleyin. Okuduğunuz için teşekkürler.


 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör
Bülbül Güle, Gül Bülbüle..

Gülün bülbüle, bülbülün güle aşkını, annemin duyduğu gibi, duyan var mı.. Annem anlatıyor : -Bir gün bağda, namaza durmak üzere,...

 
 
 

Comments


©2020 by Senyoksun. Proudly created with Wix.com

bottom of page