top of page

İkili Delilik

  • Yazarın fotoğrafı: harun gumuser
    harun gumuser
  • 4 Tem 2021
  • 2 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 10 Tem 2021


Sanırım hepimiz kendimizi başkalarının aynasında görmeye alışmışız. Bazı aynalarda güzel bazı aynalarda ise güzel olmuyor yansımalarımız. Var olan bu ikilik sorununu ise çoğu zaman aynalardan kaynaklı sanıyoruz.

Kolaycı olan zihnimiz genellikle kendimizi rahatlatacak bir kılıf buluyor. Sonra da bu suçlamalar bizim hayat tarzımız olmaya başlıyor. Kendimize isyankar yada asi diyoruz o zamanlar.


İdollerimiz olmaya başlıyor, kendi idollerimiz. Giyimlerimiz,gittiğimiğimiz yerler,arkadaşlarımız hep buna göre değişiyor. Geliştirmekte olduğumuzu bu sahte benliğimizi güçlendirmekle giderek ustalaşıyoruz.


Tamlık hissi bir türlü oluşmuyor böyle böyle. Kendi grubumuz oluyor, bizi anlayan insanlar oluyor ve bir de diğerleri. Ve bu diğerleri büyük problem. Aslımız kadar sevemediğimiz o diğerleri. İşte bu ikilik içinde kısır bir döngünün içerisinde sıkışıp kalıyoruz. Sanki yalan ve gerçek arasında kalmışız gibi.


Diğerlerinin çoğaldığı bir dünyada rahat edemiyoruz. Daralıyoruz ve sığamıyoruz bi yere. Davranışlarımız garipleşiyor. Kaçışlar veya şiddet oluyor o zaman aksiyonlarımız.


Kaçışlarımızı zeka, şiddeti ise adalet kılıfında taşıyoruz. Giderek yalnızlaşıp zorbalaşıyoruz.

Yalnızlığımızı kendimize yalancı kalabalıklar oluşturarak, zorbalığımızı ise iyi insan görüntüsü sergileyerek kamufle edebiliyoruz.


Küçücük minicik bir problem bizi küçücük ve minicik bir insan haline getiriyor da yine de kendimizi kandırmadan duramıyoruz.


Sonuçta kral çıplak ve biz bir türlü bunun sorumluluğunu üzerimize almıyoruz..


Bu kısır döngüden çıkmamızın sanırım tek yolu ise başımıza büyük bir dert açmakla mümkünmüş gibi görünüyor.


Can sıkıcı bir dert açabilirsek başımıza yani hani derler ya çaresiz bir dert gibi, sağlığımızı, özgürlüğümüzü, sevdiklerimizi yada servetimizi kaybetmek ve ruhumuz da açılacak onulmaz bir yaraya sebep olabilmek gibi mesela


Çözüm işte böyle bir yerlerde sanıyorum.


Çivinin çiviyi sökebilmesi ihtimalinde..


Yani kimsenin ama hiç kimsenin bizi anlayamayacağı bir noktaya kendimizi getirdiğimizde..


Bir tür doğmak sancısında..

Ardındansa el yordamıyla, gerek sürünerek gerek tökezleyerek ama yaptığımız her hareketin bilincinde olarak kendi kendimizin sorumluluğunu almaya başlayıp, yaşamın a-b-c sini yeniden sökmeye çalışmamızla ve en başta kendimize güvenmemizde..


Böylelikle problemlerimizi örten insanlar değil onları açığa çıkaran insanlar olur öncelikli dostlarımız. Çünkü artık bölünme bitmiştir. Küçük gizlenen ben büyümektedir ve herkesle,herşeyle bir'leşmektedir.


Böylece birlik içindeki varoluş eğer ki bize çift görünüyorsa sebebi bizdendir.


Biz de değişebiliriz. Ve umarım değişmemizin daha kolay yolları da vardır.




 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör
Bülbül Güle, Gül Bülbüle..

Gülün bülbüle, bülbülün güle aşkını, annemin duyduğu gibi, duyan var mı.. Annem anlatıyor : -Bir gün bağda, namaza durmak üzere,...

 
 
 

Comentários


©2020 by Senyoksun. Proudly created with Wix.com

bottom of page